Hem tüketiciler için daha iyi hizmetlerin sunulmasını sağladığından hem de finansal sistemin genel durumunu ve istikrarını artıracağından bankacılıkta rekabet önemlidir. Rekabet eksikliği olursa bankaların etkin çalışmaması ve tüketicilere yüksek maliyetler yüklemesi gibi olumsuz sonuçlar doğma ihtimali artar. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda bankacılık sektöründe rekabetin teşvik edilmesi, hem mikroekonomik hem de makroekonomik düzeyde kritiktir.
Bankacılık sektöründe rekabetin başlıca işlevleri şunlardır:
- Maliyet ve Fiyatlar: Rekabet olursa bankalar maliyet düşürebilir ve daha rekabetçi fiyatlar sunabilir. Bunun sonucunda tüketicilere daha uygun fiyatlarla kredi ve diğer finansal hizmetler sunulur.
- Hizmet Kalitesi ve Yenilikçilik: Bankalar, müşterilerini ellerinde tutmak ve yenilerini edinmek için hizmet kalitelerini sürekli olarak artırmak zorunda kalır. Ayrıca yeni ve değişik ürünler ve hizmetler sunma zorunluluğu ile rekabet avantajı elde etmeye çalışır.
- Finansal İstikrar: Rekabet, bankaların daha verimli ve sağlam yapılar kurmasını teşvik eder. Sistem yapısının sağlam olması da genel olarak finansal sistemin daha istikrarlı olmasına katkıda bulunur.
- Tüketici Refahı: Rekabet, tüketicilere daha geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi sunar ve müşteri hizmetleri standardını yükseltir. Böylece tüketiciler, finansal ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilir.
Bankacılık Sektöründe Rekabet Nasıl Ölçülür?
Bankacılık sektöründe rekabeti ölçmek, sektördeki rekabet seviyesini ve pazar dinamiklerini anlamaya yardım eder. Rekabeti ölçmek için kullanılan başlıca yöntemler pazar yoğunlaşma ölçütleri, fiyat-maliyet marjları, giriş ve çıkış engelleri ve teknolojik yenilikler yer almaktadır.
Pazar Yoğunlaşma Ölçütleri: Herfindahl-Hirschman Endeksi (HHI) ve CR4
Pazar yoğunlaşma, sektördeki birkaç büyük bankanın toplam pazar payının yüksek olması halidir. Yoğunlaşma, genellikle Herfindahl-Hirschman Endeksi (HHI) ve CR4 gibi konsantrasyon oranları kullanılarak ölçülür.
-
Herfindahl-Hirschman Endeksi (HHI): HHI, bir piyasadaki yoğunlaşma derecesini ölçmek için kullanılan bir formüldür. HHI, piyasadaki tüm firmaların pazar paylarının karelerinin toplamı olarak hesaplanır. HHI, 0 ile 10,000 arasında bir değere sahip olabilir. HHI'nin yüksek olması, piyasada yoğunlaşmanın fazla olduğu ve rekabetin düşük olduğu anlamına gelir. ABD Adalet Bakanlığı ve Federal Ticaret Komisyonu (FTC) tarafından belirlenen HHI eşikleri, yoğunlaşmanın değerlendirilmesinde standart olarak kullanılmaktadır. Örneğin bir pazarda beş bankanın pazar payları sırasıyla %30, %25, %20, %15 ve %10 ise HHI şöyle hesaplanır:
HHI = (30^2) + (25^2) + (20^2) + (15^2) + (10^2) = 900 + 625 + 400 + 225 + 100 = 2250
Bu HHI değeri, pazarda belirli bir yoğunlaşma olduğunu ve rekabetin orta seviyede olduğunu gösterir.
-
Konsantrasyon Oranları (CR4): CR4, bir piyasadaki en büyük dört firmanın toplam pazar payını ölçen bir başka yaygın yöntemdir. CR4, bu dört firmanın pazar paylarının toplamı olarak hesaplanır ve genellikle yüzdelik bir değer olarak ifade edilir. Uluslararası Rekabet Ağı (ICN) tarafından yayımlanan bir rapora göre CR4 değerleri, pazar yoğunlaşmasının ve rekabet seviyesinin anlaşılmasında önemli bir göstergedir. Yukarıdaki örnekteki ilk dört bankanın pazar paylarını toplarsak:
CR4 = %30 + %25 + %20 + %15 = %90
Bu durumda CR4 değeri %90’dır, yani pazardaki en büyük dört bankanın toplam pazar payı %90’dır. Bu, pazarda yüksek bir yoğunlaşma olduğunu ve rekabetin sınırlı olabileceğini gösterir.
Fiyat-Maliyet Marjları: Lerner Endeksi
Lerner Endeksi, bir firmanın fiyatlarının marjinal maliyetlerine oranla ne kadar yüksek olduğunu gösteren bir ölçüttür. Bankacılık sektöründe Lerner Endeksi, bankaların fiyatlama gücünü ve pazar gücünü ölçmek için kullanılır. Lerner Endeksi, sıfıra yakın değerlerde düşük pazar gücünü, bire yakın değerlerde ise yüksek pazar gücünü işaret eder. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan çalışmada, Lerner Endeksi’nin bankaların rekabet gücünü değerlendirmede etkili bir araç olduğu vurgulanmıştır. Bu endeks, bankaların fiyatlama davranışlarını ve rekabetçi baskıları anlamak için önemlidir.
Pazar Gücü Teorisi: Panzar-Rosse Modeli ve Bresnahan-Lau Modeli
Bankacılık sektöründe rekabeti ve pazar gücünü ölçmek için kullanılan diğer metodlar arasında Panzar-Rosse Modeli ve Bresnahan-Lau Modeli yer alır.
- Panzar-Rosse Modeli: Bu model, bankaların gelirleri üzerindeki marjinal maliyetlerin etkisini analiz ederek rekabet derecesini ölçer. Bankaların toplam gelirlerini ve marjinal maliyetlerini inceleyerek rekabetin yoğunluğunu belirler.
- Bresnahan-Lau Modeli: Bu model ise, bankaların piyasa fiyatlarını ve miktarlarını etkileyebilme yeteneklerini değerlendirir. Bankaların pazar fiyatları üzerindeki etkilerini analiz ederek rekabet düzeyini belirler. Bu model, özellikle bankaların pazar gücünü ve fiyatlama stratejilerini anlamak için kullanışlıdır.
Teknolojik Yenilikler ve Giriş-Çıkış Engelleri
Teknolojik yenilikler, bankacılık sektöründe rekabeti önemli ölçüde etkileyen bir faktördür. Dijital bankacılık, mobil uygulamalar, blockchain teknolojisi ve yapay zeka gibi yenilikler, bankaların hizmetlerini daha verimli ve müşteri odaklı hale getirmelerini sağlar. Ayrıca fintech şirketlerinin ortaya çıkışı, geleneksel bankaların rekabet baskısını artırmakta ve hizmetlerini sürekli olarak iyileştirmeye zorlamaktadır.
Giriş ve çıkış engelleri de rekabeti belirleyen önemli unsurlardır. Piyasaya yeni giren bankaların karşılaştığı yasal ve finansal engeller, rekabetin seviyesini etkileyebilir. Yüksek giriş engelleri, piyasadaki mevcut bankaların pazar gücünü artırırken düşük giriş engelleri rekabetin artmasına yol açar.